Fransız Kralı Napolyon’a karşı Akka Kalesini başarı ile savunan büyük Türk kumandanı. Bosnalı olup
doğum târihi bilinmemektedir. İstanbul’a gelerek Sadrâzam Hekimoğlu Ali Paşanın hizmetine girmiştir.
Ali Paşa ikinci Mısır vâliliğinden azl edilince, Mısır’da kalarak meşhur Ali Beyin kölesi Abdullah Beyin
hizmetine girdi. Bahire kâşifliğine atanan Ahmed, orada Bedevîlere karşı olan muhârebelerde gâlip
gelmiş ve çok kan dökmüş olduğundan, kasap anlamına gelen “Cezzâr” lakabı verilmişti. Fakat bir
müddet sonra Ali Beyin öc almasından korkarak, İstanbul’a kaçtı. Sonra da Şam Vâlisi Osman
Paşanın hizmetine girerek Tâhir Ömer, Zeydan ve Şahab âileleriyle yapılan mücâdelede başarı
gösterdi. 1775’te kendisine Beylerbeyi rütbesi verildi, Bir yıl sonra da Sayda vâliliğine tâyin edildi.
Sûriye’de emniyeti sağlayan ve 1780’de Emîrü’l-Haclık ile Şam eyâletine tâyin olunan Ahmed Paşa,
gerek Sayda ve gerekse Şam vâliliği zamânında Akka Kalesinde oturdu. Burada kuvvetli bir ordu
kuran Ahmed Paşa, küçük bir donanma da yaptırarak âdetâ bağımsız bir şekilde hareket etti.
1789’da Mısır’ı işgâl eden Napolyon Bonapart’ın anlaşmak için ileri sürdüğü teklifleri reddedince,
Bonapart Akka Kalesini kuşattı. Ancak Cezzâr Ahmed Paşanın emrindeki 3000 kişilik Nizâm-ı Cedîd
askerinin müdâfaada gösterdikleri azim ve mahâret netîcesinde, Napolyon ilk defâ burada yenildi.
Bunun üzerine; “Akka mukâvemet etmeseydi belki Şark İmparatoru olurdum.” demekten kendini
alamadı.
Mısır Seferi seraskerliğine Sadrâzam Yûsuf Ziyâ Paşanın getirilmesine gücenen Cezzâr, Sûriye’de
serdâra yardımda bulunmadı ve devlete daha başka güçlükler de çıkarmaya çalıştı. Bununla berâber
bu sırada “Vehhâbî meselesi” önem kazandığından kendisi Şam vâliliği ile berâber Vehhâbîlere karşı
serdâr tâyin oldu. Fakat hastalığı sebebiyle vazifeye gitmeyerek, kölesi Süleymân Paşayı gönderen
Cezzâr, 23 Nisan 1804’te Akka’da vefât etti.
Cezzâr Ahmed Paşa, zekî, dirâyetli, anlayışlı bir insan olup, birçok meseleleri önceden sezmek
kâbiliyetine sâhipti. İdâre ettiği yerlerde adâletle asâyişi temin ederdi. Akka, Sayda ve Beyrut’u tahkim
ettiği gibi, Akka’da mükemmel bir câmi, bir çarşı ve birçok çeşme ve sebil yaptırmak sûretiyle îmâr
işlerine de önem verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder