Sultanahmet'te I. Abdülhamid'in taç giyme töreni |
tahta çıkacak şehzâdenin pâdişâhlığının îlân edilmesi dolayısıyla yapılan merâsim. Bu merâsim
Osmanlı Devleti töreleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü cülûs-ı hümâyûn, İslâm
kültüründen alınan bir takım usûl ve teşrifât yanında Oğuz töresinin izlerini göstermekte olduğundan,
millî bir karakter taşımaktaydı.
Osmanlılarda saltanat sürmekte olan pâdişâhın ölümü veya saltanattan hal’i üzerine yerine geçen
pâdişâhların cülûsları merâsimle yapılır ve hiç vakit geçirilmeden yeni pâdişâha hemen o gün bîat
olunurdu. Eğer pâdişâh gece vefât etmiş ise, merâsim sabah erkenden yapılırdı. Yeni pâdişâhın
cülûsu gün ve saati teşrifâtçı tarafından merâsime iştirâk edecek olanlara derhâl bildirilirdi.
Pâdişâhın tahtı Bâbüsseâde denilen Akağalar Kapısı önünde kurulurdu. Bundan sonra Dârüsseâde
Ağası Silâhdâr Ağa ile birlikte yeni pâdişâha giderek onu babasından, amcasından veya ağabeyinden
boşalan tahta dâvet ederdi. Bundan sonra yeni pâdişâh hasoda önündeki demir kapıdan çıkarak taht
odasına geçer, burada Hırka-i Saâdet yanında iki rekat namaz kılarak, şükrederdi. Daha sonra cülûs
törenine gitmek üzere saltanat alâmeti olan yûsûfî destâr ve samur erkan kürkü giyen pâdişâh, dışarı
çıkarak Bâbüsseâde önünde kurulu tahta oturur ve merâsim başlardı. Kânun gereği sırasıyla;
Nâkibü’l-Eşrâf, Kırım Hanzâdesi, Saray Ağaları ve Rikab Ağaları ile Kapıcıbaşı Ağalarının
tebriklerinden sonra, Şeyhülislâm Efendi kısa bir duâ yapar ve bîat ederdi.
Bîat merâsimi Mataracıbaşının bîat edişine kadar devâm ederdi. Bîat merâsiminden sonra yeni
hükümdâr huzûrda bulunanları selâmlayarak has odaya geçerdi. Burada biraz dinlendikten sonra,
vefât eden pâdişâhın cenâze namazına katılırdı.
Cülûs töreni, kılıç alayı ve türbe ziyâretleriyle tamamlanırdı (Bkz. Kılıç Alayı). Önce bütün hükümdâr
türbelerini içine alan ziyâret, sonraları sâdece Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbesine yapılır oldu. Yeni
pâdişâhın cülûsu haberi derhâl İstanbul’da tellallar vâsıtasıyla ve toplar atılarak îlân olunurdu. Ayrıca
bütün Osmanlı ülkesine fermânlar gönderilerek tamim edilir ve şenlikler yapılırdı. Cülûs töreninden
sonra, hükümdar cülûs bahşişi dağıtırdı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder