Chopin'in tek fotoğrafı. Ölümünden kısa bir süre önce, 1849 yılında çekildiği söylenir. |
Frederic François; Polonya doğumlu, Fransız piyanocu ve besteci. Polonezcede ismi, Fryderyk
Francıszek Szopen’dir. 1 Mart 1810’da Varşova yakınlarındaki Zelazowa Wola’da doğdu. Babası
Varşova’ya yerleşmiş olan Lorraineli bir Fransız öğretmen olan Nicholas’tır. Annesi iseZelazowa
Wola’da yerleşmiş soylu bir Polonya ailesindendir.
Küçük yaştan itibaren piyanoya karşı ilgi duyan Chopin, yedi yaşındayken çok yönlü bir müzikçi olan
Wojciech (Adalbert) Zywny’den piyano dersleri almaya başladı. Kısa zamanda özel akşam
toplantılarında piyano çalmak üzere dâvetler alacak kadar ilerledi. Sekiz yaşındayken bir konserde
dinleyici karşısına çıktı. Üç yıl sonra da parlamentonun açılışı sebebiyle Varşova’da bulunan Çar I.
Aleksandr’ın önünde yeni bir piyano-orgu çaldı. Daha çocuk yaştan îtibâren meşhur oldu.
Piyanistliğinin yanında beste çalışmalarında da bulundu. Yedi yaşındayken bir Sol Minör Polonez,
hemen ardından da bir marş yazdı. Daha sonra başka polonezler, mazurkalar, çeşitlemeler, canlı
İskoç dansları ve bir rondo besteledi. 16 yaşındayken Varşova Müzik Konservatuvarına girdi. Polonyalı
besteci Jozef Elsner’le birkaç yıl birlikte çalıştı ve ondan ders aldı. Bilgisini artırmak gâyesiyle
Viyana’ya gitti. Ağustos 1829’da verdiği iki konserle kesin bir başarı kazandı. Eylülde Varşova’ya
döndü. Mart 1830’da Varşova’da iki piyano konçertosunu verdi. Aynı yıl Kasım sonunda tekrar
Viyana’ya gitti. Fakat orada beklediği ilgiyi bulamadığı için Paris’e geçti.
Bu sırada Rusların Varşova’yı işgal ettiğini işiterek uğradığı hayal kırıklığıyla bunalıma düştü. Paris’teki
ilk aylarında meslek ve para yönünden sıkıntı çekti. Fakat daha sonra tanıştığı Paris zenginlerinin
evlerinde hem piyanist, hem öğretmen olarak çalıştı. Yeni besteleriyle dikkatleri üzerine topladı. 1835
yılı Chopin’in özel hayatında unutulmaz bir dönem oldu. Bohemya’daki Karlsbad kentinde anne ve
babasıyla birlikte mutlu günler yaşadı. Daha sonra eski Polonyalı dostlarını görmek üzere Almanya’ya
geçerek Dresden’e gitti. Aşık olduğu bir kızla evlenmesine annesi mâni olunca tekrar bunalıma düştü.
Gezmek için İngiltere’ye gitti. Tekrar Paris’e döndükten sonra problemli ve bunalımlı bir hayat yaşadı.
Sağlığı bozulduğu için Mayorka Adasına gitti. Orada bulunduğu sırada rahatsızlandı. Onun tüberküloz
(verem) olduğunu duyan ev sâhibi, evden çıkmasını istedi. Arkadaşlarıyla birlikte Fransız
konsolosluğuna sığınan Chopin, uzak bir köy olan Valldemosa’daki bir manastıra yerleşti. Soğuk, nem,
kötü beslenme Chopin’in zâten bozuk olan sağlığını daha da kötüleştirdi. Mart 1839’da Marsilya’ya
geçen Chopin usta bir hekimin çabalarıyla iyileşti. Paris’e dönerek konserler verdi. Düzenli bir geliri
olması için yeniden özel öğretmenliğe başladı. Bu dönemde bâzı yeni besteler yaptı. 1848 devrimiyle
ilgili olaylar sebebiyle sıkıntıya düşen Chopin, İskoçya ve İngiltere’ye bir gezi yaptı. İngiltere’de
yerleşip, Londra’da dersler vererek ve gösterişli toplantılarda piyano çalarak yıpratıcı bir çalışma
sürdürdü. 24 Kasım 1848’de Paris’e dönen Chopin’in sağlık durumu tamâmen kötüleşti.
Ölümünden önce tamamlanmamış el yazmalarının yok edilmesini ve cenâzesinde Mozart’ın
Requiem’inin seslendirilmesini istedi. 17 Ekim 1849’da Paris’te öldü.
Temelde romantik olmakla birlikte, romantizmin bilinen süslemelerine yer vermediği müziğinde klasik
bir sâdelik ve titizlik görülen Chopin’in pekçok eseri bugün de icra edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder