12 Mayıs 2011 Perşembe

Asım Bin Behdele

Tabiin (Peygamber efendimizin Eshabını görenler) devrinde yetişen, Kur’an-ı kerimin kıraatini, yani
okunuşunu bildiren meşhur yedi kıraat imamından beşincisi. Asıl adı Asım bin Behdele Ebu Necud
el-Esedi el-Kufi, künyesi Ebu Bekr’dir. Babasının adı Abdullah, künyesi Ebu Necud olup, İmam-ı Asım
diye meşhurdur. Kufe’de doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Vefat tarihi hakkında
çeşitli rivayetler vardır. 744 (H. 127) tarihinde vefat ettiği bildirilmektedir.
Zamanın önemli İslam ilim merkezlerinden biri olan Kufe’de yetişen Asım bin Behdele, Eshab-ı
kiramdan Abdullah bin Mes’ud, Ammar bin Yasir, Huzeyfet-ül-Yemani, Ebu Musa el-Eş’ari, Selman-ı
Farisi, Zeyd bin Erkam radıyallahü anhüm gibi kimselerin sohbetlerinde bulundu.
Asım bin Behdele, Ebu Abdurrahman es-Sülemi, Zi’r bin Hubeyş ve Ebu Amr Şeybani’den kıraat ilmini
öğrendi. Üçü de Abdullah bin Mes’ud’dan o da Resulullah efendimizden öğrendi. Ebu Abdurrahman
es-Sülemi’den sonra Kufe’de kıraatte reislik Asım bin Behdele’ye intikal etti. İmam-ı Asım’ın kıraat
usulü iki talebesi vasıtasıyla yayılmıştır. Bunlar, Hafs bin Süleyman ve Ebu Bekr Şube’dir. Hafs, kıraati
doğrudan doğruya İmam-ı Asım’dan almıştır. Bugün yeryüzünde bulunan Müslümanların çoğu, İmam-ı
Asım kıraatinin Hafs rivayeti üzere okumakta, mushaflar da bu kıraat üzerine basılmaktadır. İmam-ı
Asım’dan kıraat ilmini öğrenenler sadece bu iki kimse olmayıp, onun tedris halkasında yetişip
başkalarına ilim öğretenler pek çoktur.
Kıraat imamlarının üçüncü tabakasında yer alan Asım bin Behdele, kıraat ilminde her bakımdan
hüccettir yani senettir. Bunda bütün alimler görüş birliğine varmışlardır. Kıraat ilminde yüksek bir alim
olan Asım bin Behdele, hadis ilminde de sika (güvenilir) bir ravidir. Eshab-ı kiramdan hadis rivayetinde
bulunmuştur. Rivayet ettiği hadis-i şerifler Kütüb-i Sitte adı verilen altı hadis kitabında ve diğer hadis
kitaplarında yazılıdır. Kelam ve fıkıh ilminde de devrinin alimleri arasında yer alan İmam-ı Asım’ın lügat
ilminde ve Arapçanın gramer bilgisi olan nahvde de yüksek bir yeri vardır.
Asım bin Behdele sesi çok güzel olup, çok tatlı Kur’an-ı kerim okurdu. Her kelimenin ve her harfin
hakkını verirdi. Kur’an-ı kerimin belagat ve fesahatını, yüce manasını canlandırmak hususunda öyle
güzel bir edası, öyle bir okuyuş tarzı vardı ki, eşine çok az rastlanırdı. Çok fasih konuşurdu. Güzel
ahlak sahibi, ibadetlerine çok düşkün, gayet alçak gönüllüydü. İlim öğrenmeye ve öğretmeye aşıktı. Bu
hususta talebesinin ayağına bile giderdi. Nitekim talebesi olan Süfyan-ı Sevri’ye gider, bazı hususlarda
onun fetvasına baş vururdu. Ömrünün sonuna doğru gözlerini kaybetmiş ama olmuştu.
Buyurdu ki :
“Tevazu, evinden çıktığın zaman karşılaştığın herkesi kendinden daha hayırlı görmendir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder