Türkiye Cumhûriyetinin üçüncü cumhurbaşkanı. Bursa’nın Umurbey köyünde 1883 yılında doğdu.
Babası Abdullah Fehmi aynı köyde baş öğretmendi. Mahmud Celâl (Bayar) ilk ve orta tahsilini
babasının yanında yaptı.
Gemlik mahkeme ve reji kalemlerinde memur oldu. Sonra Bursa’daki Zirâat Bankasında vazîfe alıp
burada siyâsî hayâta atıldı. İkinci Meşrûtiyetin îlânından sonra Bursa’da İttihat ve Terakki Cemiyetinin
şûbesi açılınca, buraya girdi ve kısa zamanda yükseldi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin çalışmalarında
kısa zamanda sivrildi. Bursa ve İzmir’in İttihat ve Terakkî Cemiyetinin genel sekreteri oldu. Birinci
Dünyâ Savaşı ve İttihat ve Terakkinin akıl almaz icrâatı, imparatorluğu felâkete götürdü.Memleket,
yabancılar tarafından istilâ edildi. Mahmud Celâl, Müdâfaa-i Hukuk-i Osmâniye Cemiyetine girdi
(1918). Arkasından İstiklâl Savaşının başlaması üzerine Anadolu’ya geçti. Ege bölgesinde hoca
kisvesiyle ve Gâlib Hoca adıyla köyleri dolaştı. Birinci Büyük Millet Meclisine, Saruhan milletvekili
olarak katıldı.
Bundan sonra Mahmud Celâl için faal bir çalışma başladı. 1921’de İktisâd Vekili oldu, Lozan
Konferansı ilk heyetine müşâvir olarak katıldı. İkinci TBMM’ne İzmir üyesi olarak girdi. Îmâr ve İskân
Bakanlığına getirildi (1924). 1932’de tekrar İktisat Vekîli ve 1937’de Başbakan oldu. 1939 yılına kadar
bu görevde kaldıktan sonra siyâsî mücâdelesini hızlandırıp 5 Kasım 1946’da Halk Partisinden ve
milletvekilliğinden istifâ etti. 7 Ocak 1946’da Türk siyâsî döneminde çok partili hayâtın ilk başlangıcı
olan Demokrat Partiyi arkadaşlarıyle birlikte kurdu. Parti, ilk girdiği 1946 seçimlerinde, 65
milletvekiliylemeclise girdi. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde parti 306 milletvekiliyle çoğunluğu
sağlayınca Celâl Bayar Cumhurbaşkanı seçildi. Parti başkanlığından ayrılmasına rağmen, hükûmetin
politikasının berilenmesinde önemli rol oynadı.
Türkiye Cumhûriyetinin üçüncü cumhurbaşkanı olarak 10 yıl görev başında kaldıktan sonra, 27 Mayıs
1960 günü yapılan ihtilâlle baş sorumlu olarak tevkif edildi. Yassıada’da Demokrat Parti ileri
gelenleriyle berâber muhâkemesinin sonunda îdâma mahkûm edildi (15 Eylül 1961). Cumhurbaşkanı
tarafından cezâsı müebbet hapse çevrildikten sonra rahatsızlığı sebebiyle 7 Kasım 1964’te serbest
bırakıldı. Bundan sonra eski Demokrat Partililerin siyâsî haklarının geri verilmesi için mücâdele etti.
1968’de Bizim Ev adıyla bir kulüp kurdu. 1973 seçimlerinde Demokratik Partiye destek verdi. 1975’ten
sonra Adâlet Partisini destekledi. 1980 ihtilâlini destekledi.
Celâl Bayar, Ben de Yazdım adıyla hâtıralarını yazdı. 105 yaşındayken Ağustos 1986’da öldü. Kabri,
doğum yeri olan Gemlik-Umurbey’dedir.
Lâiklik konusunda çok hassas olan Bayar, düşünce ve inanç hürriyetine büyük sınırlamalar getiren
Türk Cezâ Kânunu’nun 163. maddesine 1949’da bâzı ilâvelerin yapılması husûsunda CHP başbakanı
Şemsettin Günaltay’ı desteklemiştir.
Atatürk’ü sevmenin millî bir ibâdet olduğunu daha 1930’larda söylemiş ve bunu zaman zaman
tekrarlamıştır. Nitekim onun gayretleriyle 1951’de Atatürk’ü koruma kânunu çıkarılmıştır. Bu
konulardaki katı tutumu halkın tepkisini çekmiştir. Diğer yandan dış politikada batı yanlısı bir politika
tâkip edilmesinde etkili olmuştur. ABD ile imzâlanan birçok ikili anlaşma onun eseri olup, çoğu
meclisten geçmemiştir. Türkiye’yi küçük bir Amerika hâline getirmeye çalışmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder