Alm. Silber (n), Fr. Argent (m), İng. Silver. Kimyâda simgesi Ag olan, beyaz, parlak, kıymetli bir
metalik element. Atom numarası 47, atom ağırlığı 107,87’dir. Erime noktası 961,9°C, kaynama noktası
1950°C ve özgül ağırlığı da 10,5 gr/cm3tür. Çoğu bileşiklerinde +1 değerliklidir. Ag sembolü Lâtince
argentum kelimesinden gelir.
Târihi: Gümüş çok eskiden beri bilinmektedir. Fakat yine de altın ve bakırdan sonra keşfedilmiştir.
Altın az olmasına rağmen, dünyânın her yanına yayılması sebebiyle daha önce kullanılmaya
başlanmıştır. Ayrıca tabiî hâlde gümüş az olup, çok derinlerde bulunuyordu. Gümüşün M.Ö. 3100
yıllarında Mısırlılar ve M.Ö. 2500 yıllarında Çinliler ve Persler tarafından kullanıldığı belirtilmiştir.
Atina’daki gümüş mâdenlerine Yunan târihinde rastlanır. M.Ö. 800 yıllarına doğru gümüş, Nil Nehri
havâlisinde para olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gümüşü ilk olarak Romalıların işlemeye başladıkları
iddiâ edilmektedir.
Endüstri ilerledikçe daha karışık ve saf olmayan gümüş filizleri üzerinde çalışılmaya başlandı. Bugün
gümüş büyük bir nisbette bakır, kurşun ve çinko istihsalindeki yan ürünlerden elde edilir. Çok nâdir
olarak da bâzı yerlerde sâdece gümüş istihsâli ile uğraşılır. Bu da çok pahalıya mâl olur.
Bulunuşu: Çok eskiden gümüş, dünyânın birçok yerlerinde az miktarda bulunan tabiî gümüş
kaynaklarından elde ediliyordu. Tabiî gümüş; saf veya daha çok altın, bakır, civa ve diğer metallerle
alaşımlar hâlinde bulunuyordu. Norveç’te Güney Peru’da, Colorado’da kazılarda işlenmiş büyük
külçeler bulunmuştur. 1860’ta sekiz tonluk bir külçe İspanya’da çıkartılmıştır. Gümüş, daha çok yer
kabuğuna dağılmış bileşikler hâlinde bulunur. En çok rastlanan gümüş filizleri argentit (Ag2S) ve
gümüş klorür (AgCl) olmaktadır. Arsenik veya antimonla karışmış sülfür filizleri de vardır.
Üretim: Gümüş, târihte birçok usûllerle filizlerinden ayrılmıştır. En eski metodlardan biri, kurşunla
karıştırma usûlüdür. Bu usûlde gümüş filizleri veya saf olmayan gümüş ürünleri kurşun veya kurşun
filizleriyle basit bir fırında eritilir ve gümüş-kurşun karışımı elde edilir. Buradan da kolay bir şekilde saf
gümüş kazanılır.
Diğer bir usûl de, amalgama metodudur. Çamur hâline getirilen gümüş filizleri, tuz ve civayla muâmele
edilerek, elementel gümüş elde edilir. Bundan başka siyanat usûlü gibi birçok gümüş elde etme
usûlleri geliştirilmiştir.
Özellikleri: Gümüş; ışığı çok iyi yansıtan, dövülebilen, sünek bir metaldir. Bir gr gümüşten 2000 m
uzunluğunda ince tel çekilebilir. Elektrik sistemde küp ve altıgen olarak kristallenir. Koordinasyon
sayısı altı olduğu hallerde, yaklaşık atom çapı 1,444 ansgtrom değerini alır.
Atmosferde oksitlenmeye karşı büyük bir mukâvemet gösterir. Bakırdan daha zor, altından ise daha
kolay oksitlenir. Standart elektrot potansiyeli 0,7978 v. dir. Asitlere ve birkaç organik maddeye karşı
aşınmaz. Fakat nitrik asit ve derişik sıcak sülfirik asitte kolayca eritilir. Ayrıca kükürt ve birçok kükürt
bileşikleriyle hemen birleşir. Gümüş eşyâ üzerindeki kararmanın sebebi, havadaki hidrojen sülfür ve
yumurta gibi bâzı yiyeceklerde bulunan kükürttür.
Periyodik tabloda ağır metaller grubu içinde yer alan gümüşün, çoğu özellikleri bakırın özelliklerine
benzemekle berâber bakır, çoğu bileşiklerinde iki değerlikli olması ile gümüşten farklıdır.
Alaşımları: Saf gümüş kolay paslanmaz. Elektrik ve ısıyı çok iyi iletir. Fakat, çok yumuşak olup,
mekanik kuvvete karşı direnci azdır. Ayrıca atmosferde parlaklığını kaybederek donuklaşır. Bu
sebepten daha sert diğer metallerle alaşımları hâlinde kullanılır.
Gümüşün kadmiyum ve çinko ile yaptığı alaşımlar, parlaklığını çok daha yavaş kaybeder. Buna
antimon ve kalay ilâve edilirse, bu parlaklık ve dayanıklılık daha da artar. Gümüşün diğer metallerle
yapmış olduğu daha birçok alaşımları vardır. Bunlar endüstride saf gümüşten çok daha fazla kullanılır.
Bileşikleri: Gümüş, bileşiklerinde ekseriyetle bir (+1) değerlidir. Bilinen pekçok bileşiğinden önemlileri
şunlardır.
Gümüş oksit (Ag2O): Gümüş nitrat çözeltisi, sodyum veya potasyum hidroksit ile muâmele edilirse,
kahverengi bir çökelti meydana gelir. Dayanıklı değildir. 300°C üzerinde ısıtılırsa, tamâmen gümüşe
dönüşür.
Gümüş sülfür (Ag2S): Tabiatta argentit minerali hâlinde bulunur. Gümüş tuzunun çözeltisi üzerinden
hidrojen sülfür geçirmekle elde edilen kararlı bir bileşiktir.
Gümüş nitrat (AgNO3): En önemli gümüş tuzudur. Renksiz ağır kristaller teşkil eder. Tıpta dağlamak
maksadıyla kullanılır. Siğil tedâvisinde çok iyidir. Ayrıca deriyi ve organik maddeleri karartmada tercih
edilir. Deriyi kararttığından “cehennem taşı” ismini almıştır (Bkz. Cehennem Taşı). Suda ve alkolde
kolayca çözündüğünden, birçok gümüş bileşiklerinin elde edilmesinde ilkel madde olarak kullanılır. En
çok kullanıldığı yerler; başta fotoğrafçılık olmak üzere, mürekkepler, saç boyası yapımı ve gümüş
kaplamacılığıdır.
Gümüş siyanür (AgCN): Gümüş tuzuna sodyum veya potasyum siyanürün ilâve edilmesiyle
meydana gelen zehirli beyaz bir tuzdur. Alkali siyanürlerle kompleks siyanürler teşkil eder. Bu tuzlar da
galvanoplastide önemlidir.
Gümüş halojenürler: Gümüş klorür (AgCl), gümüş bromür (AgBr), gümüş iyodür (AgI). Gümüş nitrat
çözeltisine helojen tuzları ilâvesiyle elde edilirler. Hepsi de ışığa karşı hassas olup, fotoğrafçılık
endüstrisinde önemli yerleri vardır.
Kullanıldığı yerler: Gümüş elektriği çok iyi geçirdiğinden ve kolayca tel hâline geldiğinden, elektrik teli
olarak kullanılmaktaydı. Fakat nâdir bulunması ve kıymeti dolayısıyla, şimdi bu iş için
kullanılmamaktadır. Bugün daha ziyâde süs eşyâsı îmâlinde, ayna yapımında, fotoğrafçılıkta, bâzı
ilâçlar ve alaşımların hazırlanmasında kullanılır. Bâzı gümüş paralar, % 90 gümüş, % 10 bakır
alaşımından yapılmıştır. Gümüş eşyâda somgümüş (% 92,5 gümüş + % 07,5 bakır) kullanılır.
Saf gümüş, aynı zamanda asetikasit, boyalar ve fotoğraf maddeleri elde etmede de kullanılır. Kezâ toz
hâlinde gümüş, cam ve ahşabı elektrik iletkeni yapmak için yeni seramik tipi kaplama işlerinde
kullanılmaktadır.
Gümüş zeolitler, acil durumlarda, deniz suyundan içilebilir su elde etmek için kullanılabilmektedir.
Gümüş kaplama: Gümüş kaplanacak parçalar, anodu gümüş olan elektrolitik banyoda katoda
bağlanırlar. Banyodaki elektrolit, sodyum arjantisiyanit, NaAg(CN)2 veya benzeri bir kompleks gümüş
tuzudur. Bu tür elektrolitler diğerlerine, meselâ gümüş nitrata (AgNO3) göre kaplanacak yüzeyin daha
düzgün kaplanmasını sağlarlar. Ayrıca üst üste birkaç kat kaplama yapılacaksa, her bir kat temizlenip,
parlatıldıktan sonra diğer kat kaplanır.
Gümüş eşyâ nasıl temizlenir: Gümüş eşyâ yüzeyinde kararma meydana getiren gümüş sülfür
(Ag2S), çoğu defâ bir aşındırıcı toz kullanılarak temizlenir. Bu usûlle yüzeyden gümüş aşınması,
gümüş ve gümüş alaşımı eşyâ için pek zararlı görülmemekle birlikte, özellikle gümüş kaplamalar için
uygun değildir. Temizleme, kimyâsal yoldan basitleştirilerek:
3Ag2S+2Al → Al2S3+6Ag
şeklinde ifâde edilebilen bir seri tepkimeden istifâde edilerek gerçekleştirilebilmektedir. Bunun için
şöyle hareket edilir: Suyun litresine bir yemek kaşığı çamaşır sodası ve bir kaşık sofra tuzu katılarak,
emâye bir kap içinde hazırlanmış çözelti, kaynar sıcaklığa getirilir. Kabın dibine alüminyum bir tabak
konulur. Bunun üzerine her tarafının çözelti içinde kalmasına dikkat edilerek gümüş eşyâ yerleştirilir.
Üç dakika kaynatılır. Sonra gümüşler sıcak suda durulanır. Gümüşler temiz ve parlak hâle gelir.
Burada elektro kimyâsal bir reaksiyon meydana gelmekte, soda-tuz çözeltisi elektrolit vazîfesi
yapmaktadır.
Gümüş standardı: Altın standardı gibi, temel para biriminin gümüşle tanımlandığı bir para sistemidir.
Bu standarda göre, diğer paralar, istendiğinde, hiç bir kısıtlamaya gidilmeden gümüşe çevrilebilir. Keza
gümüş sikke basımı, gümüşün serbestçe ithal ve ihraç edilebilmesi mümkündür. Ancak dünyâda
gümüş standardı uygulayan hiçbir ülke kalmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder