1 Mayıs 2011 Pazar

Silis - Silisyum (Si)

Alm. Kieselerde (f), Fr. Silice (f), İng. Silica. Silisyum dioksit (SiO2) olarak da bilinen ve tabiatta bol
miktarda, serbest kuvars hâlinde veya silikatlarla birleşmiş olarak bulunan bir bileşik. Silis renksiz,
tatsız ve fizyolojik olarak inert bir maddedir. Suda, birçok asit veya alkalide çözünmez. Ancak hidrojen
florürde ve çok yavaş olarak sıcak fosforik asitte çözünür.
Silis kristalleri sert ve saydam olup yaklaşık 1600°C’de erir. Silis tabiatta çeşitli kristal yapıya sâhip
olarak bulunur. Meselâ kuarts, hekzagonal; kristobalit, tetragonal ve tridimit, triklinik hâldedir. Silis bâzı
metal oksitlerle birleşerek kıymetli taşları meydana getirir. Silis; cam, su camı, seramik, sır, ateşe
dayanıklı malzemeler, pota, zımpara, beton, harç, silisyum karbür ve diğer silisyum bileşiklerinin
yapımında kullanılır. Toz hâlindeki silis, eczâcılıkta, kozmatikte, kâğıt sanâyiinde reçineden plâsik
yapımında, ısı izolasyonunda dolgu maddesi olarak kullanılır.
Silikoz: Ekseriyâ mâden ve taş ocaklarında çalışan işçilerle, çömlekçilerde görülen ve silis tozlarının
teneffüs edilmesiyle ortaya çıkan bir akciğer hastalığıdır. Çalışılan yerdeki toz yoğunluğuna göre 3-5
yılda veya 20 yıl kadar bir zaman sonra belirtileri ortaya çıkar. Çapı yaklaşık 5 mikrondan az olan silis
tânecikleri akciğerlerde bronşiyollere kadar varır. Burada hava keseciklerinde makrofazlar tarafından
tutulur. Daha sonra makrofazların parçalanması ve enzimlerin açığa çıkmasıyla akciğer dokusunda
yumrular oluşur. Böylece akciğerlerin esnekliği azalır ve teneffüs güçlüğü ortaya çıkar. Başlıca belirtiler
öksürük, kanlı balgam ve teneffüs güçlüğüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder