17 Şubat 2011 Perşembe

Abbas Vesim Efendi

Osmanlılar zamanında on sekizinci asırda yetişen, hekim, hattat ve astronomi alimlerinden. Kambur
Vesim Efendi ve Derviş Abbas Tabib isimleriyle de bilinen Abbas Vesim Efendi, on yedinci yüzyılın
sonlarında doğdu. 1760 (H. 1174) senesinde İstanbul'da vefat etti. Kabri Edirnekapı dışındaki
kabristandadır.
Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Abbas Vesim Efendi, Bursalı Tabib-i Sultani Ali Efendi ile babası
Ömer Şifai Efendiden tıp, Yanyalı Es'ad Efendiden hikmet ve Farsça, Ahmed Mısri'den astronomi ve
astroloji, Katibzade Mehmed Refi Efendiden tıp ve ta'lik yazı, ayrıca Latince ve Fransızca öğrendi.
Bazı İtalyanca tıp metinlerini Türkçeye tercüme ettirerek, Avrupa'daki gelişmeleri takib etti. Bir ara
tahsil maksadıyla Hicaz, Şam ve Mısır'a gitti. Bir çok ilmi araştırmalarda bulunup tıb alanındaki bilgisini
geliştirdi. İstanbul'a dönüşünde Sultan Selim Camii civarında eczahane ve muayenehane açtı.
İstanbul'da kırk sene müddetle doktorluk yapıp, hem insanlara hizmet etti hem de tıb alanındaki
bilgisini arttırdı. Aynı zamanda tasavvufa yönelip Nakşibendiyye yolu büyüklerinden Mehmed Emin
Tokadi hazretlerinden tasavvuf bilgilerini öğrendi ve tatbik etti.
Osmanlı tababetini (doktorluğunu) olgunluğa götürmekte büyük hizmeti olan Abbas Vesim Efendinin
şahsi tecrübeleri ve verem hakkında en son keşiflere yakın araştırma ve incelemeleri vardır. Tıbbı iyice
anlayabilmek için fizik, mekanik ve tecrübi kimyayı bilmenin gerekli olduğunu savunurdu. Bu konuda
Tıbb-ı Cedid-i Kimyevi adlı bir eser yazdı. Ayrıca deontolojinin (tıp tarihi ve tıp ahlakı) gelişmesine ve
uygulama şekline yön verdi. İbn-i Sina gibi eski tabiplerin eserlerinden ve kendi hocalarından öğrendiği
bilgilerle, İstanbul'a gelen bazı batılı tabiplerin eserlerinden istifade ederek Düstur-ül-Vesim fi
Tıbb-il-Cedid vel-Kadim adlı eserini yazdı. Doğu ve batı tıbbını karşılaştıran ve mükemmel bir külliyat
olan bu eser tıb tarihimiz bakımından önemlidir. İki cild ve 2083 sayfadan ibaret olan bu eserin birinci
bölümünde baştan sona kadar organ hastalıkları, ikinci bölümünde kadın ve çocuk hastalıkları, üçüncü
bölümünde şişler ve ülserler, dördüncü bölümünde basit ve bileşik ilaçlar anlatılmaktadır. 1748 yılında
yazdığı bu eserin üç nüshasından biri Bayezid, ikisi de Ragıp Paşa Kütüphanesindedir.
Abbas Vesim Efendinin ikinci önemli eseri Uluğ Bey Zici'nin Türkçe şerhi olan Nehc-ül-Büluğ fi
Şerh-i Zic-i Uluğ'dur. Açık Türkçe ile yazılmış olan bu eser, bütün tatbikata ait misalleri, İstanbul arz
(enlem) ve tulüne (boylam) göre tertib etmiştir. Eski Türk takvimini incelemiş ve metinde olmayan
İbrani ve Rumi takvimlerini ilave etmiştir. Bir derecenin sinüsünü bulmakta, Uluğ Beyin tarif ettiği
Gıyasüddin Cemşid'e ait usulü çok güzel izah etmiştir. Bu eserin yazma nüshaları Bayezid
Kütüphanesi 4646 ve Kandilli Rasadhanesi Kütüphanesi 247/1 numarada kayıtlıdır. Ayrıca astronomi
ile ilgili Risale-i Rü'yet-i Hilal adlı eseriyle şiirlerinin toplandığı Divan’ı ve Risalet-ül-Vefk adlı eseri
yanında Macar Georgios'tan tercüme ettiği Vesilet-ül-Metalib fi İlm-it-Terakib adlı bir farmakoloji
kitabı vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder