18 Şubat 2011 Cuma

III. Abdurrahman

Endülüs Emevi Devletinin en büyük hükümdarı ve ilk halifesi.
891 (H. 278) yılı Ramazan ayında Kurtuba’da doğdu. Küçük yaşta babasını kaybetti. Dedesi Abdullah
bin Muhammed onu yanına alarak sarayda terbiye edip büyüttü. Üçüncü Abdurrahman zeki, cesur,
kültürlü, cömert, hoş görülü ve sağlam bir iradeye sahib olarak yetişti.
Üçüncü Abdurrahman tahta çıktıktan sonra, yarı bağımsız durumda olan prenslikleri ortadan kaldırdı.
Başta Hafsoğulları ayaklanması olmak üzere, çıkan bütün isyanları bastırdı. Merkezi idareyi
kuvvetlendirdi. Devletin posta, ordu, emniyet ve maliye gibi teşkilatını yeniden ele alıp, düzenledi.
İnsanların her bakımdan rahat ve huzur içinde yaşamaları için gayret sarf etti.
Üçüncü Abdurrahman, içteki birliği sağladıktan sonra, her yıl sınırlarındaki hıristiyan krallıkların politik
tutumlarını dikkatle takibe başladı. Devleti için en büyük tehlike kaynağı Leon Krallığı idi. İkinci
Ordono’nun 913 yılında Müslüman topraklarına karşı hücumu ve Talevera’yı alarak halkını kılıçtan
geçirmesi, büyük üzüntüye sebeb oldu. Bu olay üzerine Sultan, Ahmed bin Muhammed kumandasında
kuvvetli bir orduyu Leon topraklarına gönderdi. Bu ordu Leon Krallığı topraklarına şiddetli baskınlar
düzenledikten sonra geri döndü. 920’de bizzat sefere çıkan Abdurrahman, Osma ve San Esteban de
Gormaz kalelerini ele geçirdi ve ardından birleşik Leon ve Navarra ordularını büyük bir bozguna
uğratdı. 924 yılında Navarra’ya bir sefer daha düzenleyerek Pamplona’ya girdi. Bu olayı takib eden
yedi yıl süresince Leon Kralı İkinci Ramiro’nun tahta çıkışına kadar Üçüncü Abdurrahman,
topraklarında hiç bir saldırıya maruz kalmadı.
Öte yandan İspanya’da gizlice çalışmalarına rağmen kendilerine oldukça büyük sayıda tarafdar
toplayan şii-Fatımiler, geniş bir propagandaya girişmişlerdi. Bunlar hemen hemen Sultan’ın aile
çevresine kadar etki etmeye başlamışlardı. Fatımilerin bu faaliyetleri üzerine Kurtuba’da sünni
Müslümanların reisi durumundaki Üçüncü Abdurrahman, bunların Kuzey Afrika’daki hakimiyetlerine
son vermek gayesiyle harekete geçti. Güçlü donanmasını göndermek suretiyle Fatımilerin önemli sahil
şehirlerini bombardıman ettiren Sultan, ayrıca yöredeki sünni aşiret ve boyları destekleyerek bir dizi
ayaklanma başlattı. 931 yılında Cauta şehrini Fatimilere karşı üs olarak kullanmak gayesiyle tahkim
ettirdi.
Üçüncü Abdurrahman, 928 yılında Halife, Emiri’l-mü’minin ve En-Nasır Lidinillah (Allah’ın dinine
yardım eden) ünvanlarını aldı. Halife Abdurrahman en-Nasır gücünün ve şöhretinin zirvesindeyken 15
Ekim 961 (2 Ramazan 350)de Kurtuba’da vefat etti.
Tahta geçtiği andan, ölümüne kadar yaklaşık yarım asırlık devrede büyük bir devlet meydana
getirmeye çalıştı ve bunda başarılı oldu. Kurtuba’da bütün iç savaşlara, Arap kabilelerinin rekabetine
ve birbiriyle devamlı sürtüşen etnik gruplara rağmen haleflerine zengin ve huzurlu bir ülke bıraktı.
Sadakatsizlik gösterenleri silah kuvvetiyle yola getirdi. Fatimi tehlikesini soğukkanlılıkla ve usta bir
siyasetle bertaraf etmeyi bildi. Kurtuba bir ilim ve kültür merkezi haline geldi.
Üçüncü Abdurrahman hırslı, azimli, çevresiyle istişare eder, özellikle edebiyatçı ve hukukçulara değer
verirdi. Dini vecibelerini eksiksiz yerine getirirdi. Alimlere ve ilim ehline büyük yardım ve ihsanlarda
bulunmayı adet haline getirmişti. Ayrıca başta Kurtuba olmak üzere ülkenin her tarafını cami, mescid,
medrese, han, hamam ve çeşme gibi eserlerle süslemişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder