18 Şubat 2011 Cuma

Abdurrahman Sufi

Onuncu asırda yaşamış ünlü Müslüman astronomi alimi. İsmi Abdurrahman bin Ömer bin Muhammed
bin Sehl es-Sufi olup, künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Batı dünyasında Azophi İlbermosofim Jeber Mosphim
Abu Hassin gibi isimlerle tanınır. 903 (H. 291) senesinde Tahran civarındaki Rey şehrinde doğdu. 986
(H. 376) senesinde vefat etti.
Zamanın alimleri arasında seçkin bir yeri olan Abdurrahman Sufi, aklının, zekasının keskinliği ve
yapmış olduğu astronomik hesaplarla meşhur oldu. Büveyhi Hanedanından Melik Alaüddevle ve oğlu
Şerefüddevle zamanlarında yaşadı. Büyük ilim merkezi olan Bağdat'taki ilmi çalışmalarını sürdürüp,
astronomide yeni bir devir başlattı. Yazdığı Kitabün fil-Kevakib-is-Sabite ve Kitab-ul-Amel
bil-Usturlab adlı eserleriyle doğulu ve batılı bilginlerin dikkatini çekti. Binlerce yıldızı, senelerce
inceleyerek yerlerini tesbit etti. Yıldızların hacimlerini, yaklaşık olarak hesapladı. Görünen yıldızlar
yanında görülmeyen sayısız yıldız olduğunu belirtti. Hazırladığı astronomik cetveller, kendisinden önce
hazırlanmış olan cetvellerden daha düzenli ve doğruydu. Batlemyüs'ü (Ptolemy) tenkid etti, yorumladı
ve yeni nazariyeler ortaya koydu. Ortaya koyduğu bilgileri, araştırma ve gözlemleriyle vesikalandırarak
sağlam esaslar üzerine oturttu. Yıldız ve gezegenlerin yer ve şekillerini varlık halinde bizzat kendisi
çizerek tesbit etti. Göklerin haritasını çizdi, renklendirdi ve onu yıldızlarla süsledi. Özelliklerini açıkladı.
Yıldızların eski ve yeni isimlerini, Arapçadaki adlarını tesbit etti. Böylece İslam dünyasında astronomi
ilminin terminolojisini meydana getirdi. Bu terimlerden doksan dört adedi günümüz modern
astronomisinde kullanılmaktadır. Ayrıca bir de gökyüzünü andıran küre yaptırdı. Astronomi tarihi
açısından büyük önem taşıyan Suver-ül-Kevakib adlı eserinde Müslümanların sabit yıldızlar
hakkındaki doğru bilgilerini ortaya koydu. Bu eseriyle İslam ve batı ilim dünyasında derin izler bıraktı.
Bu eseri Biruni üzerinde etkili oldu. Biruni başta olmak üzere ünlü kozmoğrafya bilgini Zekeriya Kazvini
ve büyük astronomi alimi Uluğ Bey onun tesirinde kaldılar.
Abdurrahman Sufi'den, ortaçağ Avrupa dünyası ve Rönesans döneminde şu şekilde istifade edilmiştir.
Sufi'nin Suver-ül-Kevakib eseri Latinceye tercüme edildi. Castilla-Leon Kralı Onuncu Alfonso
astronomik faaliyetleri yoluyla Avrupa bilim dünyasında Sufi'yi tanıttı. Alman astronomi bilgini Petrus
Agianus'un bazı eserleri ile onu batı dünyasında tanıttı. T. Hyde'nin, Uluğ Bey'in Zic'ini tercüme ve
tefsir etmesiyle Sufi'yi dolaylı olarak batıya tanıttı. Petrus Agianus, Sufi'nin Suver-ül-Kevakib
eserinin Arapçasını kullandı. Eserlerinden bazılarında yıldız ve burç isimlerini Sufi'den almış hatta
yıldız haritalarından birine Sufi tarafından tarif edilen Arabi isimli yıldız kümelerinden bazılarına yer
vermiştir. On dokuzuncu asırda Fransız bilgini J.J.A. Cauissin de Perceral, Abdurrahman Sufi'nin
Suver-ül-Kevakib adlı eserini bütünüyle Fransızcaya tercüme etti. Ayrıca eserin tamamı
H.C.F.C. Schjellerup tarafından Fransızcaya tercüme edilerek 1874'te Description des étoiles
fixes adıyla Petersburg'da yayınlanmıştır. 1986 senesinde Frankfurt'ta yeniden basıldı. Diğer önemli
eseri Kitab-ul-Amel bil-Usturlab 1962 senesinde Haydarabad’da neşredildi. Ayrıca 1985 senesinde
Fuat Sezgin tarafından diğer eserleriyle birlikte yayınlandı. Modern astronomide Abdurrahman Sufi'nin
eserlerinden istifade edilmektedir. Günümüzde Nebulalardan biri, onun eserlerinin ışığında
keşfedilmiştir.
Eserleri:
1) Kitab-ül-Ercuze fil-Kevakib-is-Sabite, 2) Kitab-üt-Tezkire, 3) Kitabu Metarih- uş-Şucaat, 4)
Kitabu Suver-il-Kevakib, 5) Kitab-ül-Amel bil-Küret-il-Felekiyye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder