18 Mayıs 2011 Çarşamba

Cemali

On beşinci asır divan şâirlerinden. Adı, memleketi ve hayâtı hakkında kaynaklarda değişik bilgiler
verilmektedir. Germiyanlı Şeyhoğlu Mustafa ile karıştırılmış ve Şeyhi’nin yeğeni zannedilmiştir. Asıl
adının Bâyezîd ve âilesinin Akşehirli veya bir nüshaya göre Aksaraylı olduğunu Hüsrev ü Şîrîn’deki
zeyl kısmına koyduğu başlıktan anlaşılmaktadır. Bursa’daki muhtelif eserlerin kitâbelerinde, onun
manzûme ve târihleri bulunmaktadır. Buradan onun belli bir süre Bursa’da kaldığı anlaşılmaktadır. İlk
mesnevîsini 1446 senesinde yazdığı kabul edildiğinden, Çelebi Mehmed zamânında doğduğu tahmin
edilmektedir. Sultan İkinci Bâyezîd Han devrinde İstanbul’da vefât etmiştir. Edirnekapı dışındaki Emir
Buhârî Tekkesinin yanındaki kabristanlıkta medfundur.
Bir asra yakın yaşayan Cemâlî, Çelebi Mehmed, İkinci Murad, Fâtih Sultan Mehmed ve İkinci Bâyezîd
devirlerini görmüştür. Şiirlerinde oldukça akıcı ve sâde bir dil kullanmıştır. Yaşadığı devirde Şeyhî
Ahmed Paşa ve Necâtî gibi şâirlerin şöhreti bir süre sonra unutulmasına sebeb olmuştur. Cemâlî’nin
Dîvân’ı henüz bulunamamıştır, ancak şiirleri mecmûalarda dağınık bir hâlde olup toplanmaya
muhtaçtır.
Cemâlî’nin yazmış olduğu eserlerden bâzıları şunlardır:
1.Hüma ve Hümâyûn: Gülşen-i Uşşak adıyla da bilinen bu eseri 1446 senesinde Sultan İkinci Murad
adına yazmıştır. Bu durumu, eserinin mukaddimesinde gâyet açık şekilde bildirmiştir. Eser mesnevî
tarzında olup “fâilâtün, fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılmıştır. 4630 beytten meydana gelen eserin tek
nüshası, İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi, 5680 numarada kayıtlıdır.
2.Miftâh-ül-Ferec: Eseri, 1456 senesinde Fâtih Sultan Mehmed Han adına yazmıştır. Bu eseri de
mesnevî tarzında yazılmış olup, 4600 beyittir. Tasavvufî bir eser olup, içinde münâcâtlar, nâtlar, dînî
hikâyeleri, âyet ve hadîsleri açıklayıcı parçalar mevcuttur. Bilinen üç nüshası vardır. Bunlardan biri
İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi, numara 2341’de; biri Üsküdar Selîm Ağa Kütüphânesi, Kemankeş
bölümü 447 ve sonuncusu BerlinKütüphânesinde bulunmaktadır.
3. Er-Risâlet-ül-Acîbe fis-Senâyi vel-Bedâyi: Fâtih Sultan Mehmed’e ithaf edilen bu eserin yazma
nüshası Türkiye kütüphânelerinde bulunamamıştır. Bilinen tek nüshası Cambridge Kütüphânesi, İslâm
yazmaları ikinci kısım, 3-28 numarada kayıtlıdır.
4. Zeylü Hüsrev ü Şîrîn: Şeyhî’nin Hüsrev üŞîrîn adlı esere yazdığı zeyldir. Birçok kaynakta
Şeyhî’nin, eserini tamamlamadan öldüğünü, Cemâlî’nin de bu eseri tamamladığını yazmakta iseler de,
araştırmalar sonucu böyle olmadığı, bir zeyl yazdığı ortaya çıkmıştır. Âşık Çelebi ve Âli, Cemâlî’nin
hangi beyitle zeyle başladığını bildikleri hâlde, bu durum uzun seneler fark edilememiştir. Zeyl, iki
kısımdan ibârettir. Birincisi altmış üç beyit, ikincisi kırk altı beyit olup, tamâmı yüz dokuz beyittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder