7 Şubat 2011 Pazartesi

Ahududu

Orjinal Adı Rubus idaeus
Diğer Adları Ağaççileği, Dağçileği

Bilgi
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu
bilinmemektedir. Ancak, bilimsel adındaki idaeus sözcüğü, Edremit'teki Kaz
Dağı'nın antik adından gelmekte ve bitki birçok Batı dilinde "Kaz Dağı'nın
böğürtleni" adıyla anılmaktadır. Böylece ahududunun, böğürtlenle yakın
akraba ve ülkemizde orman, koruluk ve fundalıklarda sıkça yetişen bir bitki
olduğunu anlıyoruz. Ahududu 150 cm'e kadar boylanabilen, çok yıllık ve çalı
görünüşlü bir bitkidir. Dikenlerle kaplı gövdesi ve dalları, 3 yaprakçıktan
oluşan kenarları dişli yeşil yaprakları, haziran-temmuz aylarında açan
beyazımsı çiçekleri vardır. Bu çiçekler olgunlaşınca kırmızı ya da beyaz renkli,
çiçek sapçığına yapışık, 30-80 minik meyvecikten oluşan hafif tüylü ve hoş
kokulu, duta benzeyen ama daha iri meyvelere dönüşür. Ahududu, bu
meyvelerden döktüğü tohumlarla çoğalır. Ama, ahududu toprak yapısı ve yer
olarak fazla seçici bir bitkidir.
Ahududunun meyvelerinde uçucu ve sabit yağ, pektin, meyve şekeri, malik ve
sitrik asitler (dolayısıyla C vitamini); yapraklarında ise tanen bulunur.
Meyveleriyle şurup, şekerleme, reçel, dondurma, pasta, likör ve meyve suyu
yapılır. Taze meyvesi kısa zamanda bozulduğundan dondurularak saklanır.

Tibbi Etkileri ve Kullanımı
Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:
• Doku ve damar büzücü etkisi vardır. Diyareyi ve kadınlarda beyaz akıntıyı
kesmekte yararlı olur. Peklik vericidir.
• Bedene dinçlik veren güçlendirici bir toniktir.
• Kadınlarda aybaşı döneminde aşırı kanamayı azaltır. Aybaşı kanamasmı
düzene sokar.
• Uzun yıllardan beri, doğum yapacak kadınların rahim dokusunu
güçlendirmek, doğum sırasında kasılmaları düzenlemek, doğum sancısını
azaltmak ve doğumu kolaylaştırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ancak, bu
etkileri sağlaması için gebelikte ve doğuma yaklaşılan dönemde düzenli olarak
ahududu alınmalıdır.
• Terletici, ateş düşürücü ve serinletici etkileri vardır.
Bu etkileri sağlamak üzere, ahududunun yaprakları körpe olarak toplanır ve
niteliğini koruması için iyi havalandırılmış gölge bir yerde ağır ağır kurutulur.
Meyveleri ise olgunlaştıkça koparılır. Kurumuş yaprak ve olgun meyve
karışımından 2 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15
dakika süreyle demlendirilir ve bir infüzyon elde edilir. Bu infüzyon istenildiği
kadar içilebilir.
• Ayrıca ahududu, boğaz ve bademcik enfeksiyonlarında iyileştiricidir.
• Ağız ülserleri ve kanayan dişetlerini de iyileştirir.
Bu etkileri sağlamak için, yukarıda tarifi verilen infüzyonla sık sık derin
gargara yapılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder