25 Nisan 2011 Pazartesi

Ammar Musuli

On birinci asır Müslüman tıp alimi. İsmi, Ammar bin Ali el-Musuli olup, künyesi Ebü’l-Kasım’dır. Batı
dünyasında Canamusali adıyla tanındı. Önceleri Irak’ta, sonra Mısır’da oturdu. Mısır’da hüküm süren
Fatımi devleti hükümdarlarından Hakim Biemrillah devrinde yetişti. Hayatı hakkındaki bilgiler azdır.
Doğum ve vefat tarihi bilinmemektedir. On birinci yüzyılda yaşamıştır. Kitabında, Horasan, Medine,
Diyarbakır, Kufe, Kahire, Tunus gibi uzak ülkelere seyahat ettiğini ve gittiği yerlerde çeşitli göz
ameliyatları yaptığını yazmaktadır.
İslam aleminde yetişen ve önde gelen göz hastalıkları tabib ve cerrahlarından olan Ammar, yaptığı
yerinde teşhis, tedavi ve ameliyat metodlarıyla tanındı. Özellikle gözün görmemesine sebeb olan
katarakt hastalığını tedavi için keşfettiği altı çeşit ameliyat usulü üzerinde durdu. Ortaya koyduğu bu
çok mühim ameliyat usulleri, kendi zamanına kadar bilinmiyordu. Yaptığı katarakt ameliyatı tekniği
üzerinde yapılan araştırmalar sonucu, modern tıbbın elindeki modern alet ve edevat ile yapılan
katarakt ameliyatları ile, Ammar’ın metodu birbirine çok yakın ve benzer bulundu. Hatta modern
katarakt ameliyatları ile onun metotlarının prensip itibarıyla aynı kaidelere dayanmakta olduğu isbat
edildi.
İki yüz elli sene sonra yaşayan tabip İbn-i Ebi Usaybiya, Ammar hakkında şunları söylemektedir: “O,
meşhur bir göz tabibi ve sözü çok edilen bir zat idi. Göz hastalıklarının tedavisinde tecrübe ve
ameliyatlarda büyük maharet sahibiydi. Hakim Biemrillah zamanında Mısır’da bulundu.
Kitab-ül-Müntehab fi İlac-il-Ayn adlı eserini Hakim Biemrillah için kaleme aldı.”
Eser 43 varak, yani 86 sahifedir. Ammar, bu eserinde yaptığı ameliyatları anlatmaktadır. Mükemmel bir
tertip içerisinde, son derece veciz bir lisan ile yazılan eser, tarihi bir girişten sonra, görme organının
anatomisine yer vermektedir. Daha sonra çiziklerden başlayarak göz kapağı hastalıkları anlatılmıştır.
Bu bölümden sonra; göz pınarlarına, göz derilerine, göz bebeğine ve son bölümde de gözün daima
nemli bulunmasına temas edilmiş ve göz sinirleri ele alınmıştır. Eserde, önce hastalıkların isimleri ve
bunlarla ilgili açıklamalar bulunmaktadır. Daha sonra sebebi ve tedavi şekli yer almaktadır. Müellif,
tedaviye önce, genel bir tedavi metoduyla başlanmasını tavsiye etmekte, daha sonra göz ile ilgili
mahalli tedavi şekli anlatılmaktadır. En son tedavi şekli olarak ameliyat ele alınmaktadır. Kitabın ismine
uygun bir şekilde, genellikle bir hastalık için tek bir tedavi şekli verilmektedir. Anlatım kısa olmasına
rağmen, açık, gayet net ve anlaşılabilir şekildedir.
Ammar, eserinde mevcut bilgilere kendi tecrübelerini katarak bildirmiştir. Eserin mühim yönü,
okuyanların bugün bile dikkatini çeken katarakt ameliyatlarıdır. Burada zikre değen ve dikkati çeken
şey, kendi tarafından bulunan metal, içi boş iğne gibi bir aletin kullanılmasıdır. Ayrıca, göz bebeğinin
ışığa karşı olan tepkisi ile kataraktın ameliyata müsaid olup olmadığına dair karar verme tekniği
geliştirmesidir. Aslında benzer teknik aynı zamanda yaşıyan Ali bin İsa ve İbn-i Sina tarafından
kullanıldıysa da, Ammar tarafından geliştirilerek tatbik edilmiştir.
Ammar’ın Kitab-ül-Müntehab fi İlac-il-Ayn adlı eserinin tek yazma nüshası, İspanya’da Escoriala’nın,
S.Lorenzo Kraliyet Manastır Kütüphanesinde bulunmaktadır. Eser Nathan Mathi tarafından 1279
senesinden sonra İbraniceye çevrilmiş, ayrıca 1905 yılında da Almanca tercümesi yapılmıştır.
On ikinci asırda yaşayan Gafıki, tıp alanında yazdığı Mürşid adlı eserinde Ammar’dan fazlasıyla
faydalanmışdır. On üçüncü asrın ikinci yarısında yaşayan Hamalı Selahaddin, yazdığı Nur-ul-Uyun
adlı kitabında, katarakt ameliyatı ile ilgili kısmı Ammar’ın eserinden aynen almıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder