25 Nisan 2011 Pazartesi

Sarımsak

Orjinal Adı Allium sativum
Diğer Adları Sarımsak
Bilgi
Zambakgiller familyasındandır. Anayurdunun Asya
Kıtası olduğu sanılan sarmısak, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetişir ve
sıkça tüketilir, özellikle Kastamonu ilimizin Taşköprü ilçesinde, pek makbul
sayılan sarımsaklar yetiştirilir ve ürünün neredeyse tamamı dış ülkelere satılır.
100 cm'ye kadar boylanabilen sarmısak çokyıllık otsu bitkidir ve soğanın da
yakın akrabasıdır. Kın şeklindeki düz yaprakları, doğrudan doğruya toprağın
altında gelişen ve 'baş' adı verilen bitkinin soğanından uzar. Bu baş da, 'diş'
denilen ve sayıları 5 ile 30 arasında değişen soğancıkların yan yana birbirinin
üzerine yığılır gibi toplanmasıyla oluşur. Başın üzeri beyaz, kimi zaman da
sarı veya çok açık pembe renkli bir zarla kaplı olur. Sarmısak bitkisi, birinci
yılının sonunda yerinden sökülmezse ikinci yılında aynen soğan gibi bir sap
uzatır. 100 cm'ye kadar yükselen bu sapın tepesinde, haziran-temmuz
aylarında sarımsı beyaz renkli çiçekleri bir küme oluşturarak açar. Sarımsağın
çiçekleri pek ender olarak tohum bağlar. Bitki bu tohumlarıyla ya da daha iyisi
başı oluşturan dişlerin ayrılıp ilkbahar ya da sonbaharda yumuşak toprağa
ekilmesiyle çoğaltılır. Sarmısak, güneşli yerleri, kumlu ve humuslu toprakları
yeğler.
Sarımsağın başında özel ve keskin kokulu uçucu bir yağ, şekerler, fermentler,
protein, fosfor, demir ile A, B ve C vitaminleri bulunur, içerdiği bu maddelerle
güçlü bir besin olan sarmısak, büyük efor harcayan kişilerin diyetinde yer
almalıdır. Sözgelimi, piramitlerin yapımında çalışan işçilerle günde
kilometrelerce yol yürüyen Romalı savaşçılara sarmısak yedirilmişti.
Günümüzde de çok keskin nahoş kokulu olmasına karşın, sarımsağın yeşil
yaprakları çiğ olarak ve dişleri soyularak, yemeklere ve türlü yiyeceklere çeşni
vermesi için katılarak yenir.
Tibbi Etkileri
ve Kullanımı
Mikrop kırıcı niteliğinden ötürü, eskiden veba ve kolera gibi salgın
hastalıklarla savaşımda da kullanılan sarımsağın tıbbi etkilerini ve bunlardan
yararlanma yöntemlerini şöyle özetleyebiliriz:
• Bakteri, virüs ve sindirim sistemi parazitlerine karşı en etkili antiseptiktir.
• Bağırsaklardaki askarit (askaris) ve oksiyuris (oksiyur) gibi solucanların
dökülmesini sağlar.
• Sindirim sistemi üzerinde hastalık yapacak bitkisel kökenli
mikroorganizmaları yok eder.
• İçerdiği uçucu yağ nedeniyle akciğer rahatsızlıkları, kronik bronşit, öksürük,
nezle, soğuk algınlığı ve gribe karşı etkilidir.
• Göğsü yumuşatır. Boğmaca ve bronşite eşlik eden astımda rahatlatıcıdır.
• Terletici; balgam, idrar, safra ve gaz söktürücüdür. Kanı temizler.
• İştahı açar. Sindirimi kolaylaştırır.
• Spazm çözücü etkisi vardır.
• Uyarıcı ve bedeni güçlendirici toniktir.
• Yüksek tansiyonu ve kandaki kolestrol düzeyini düşürür.
• Şeker hastalığında iyileştirici etkileri olduğu ileri sürülmektedir.
Her biri birbirinden önemli bu etkilerinden yararlanmak üzere, sarmısak günde
üç kez yenmelidir. Bağırsaklardaki kurtların dökülmesi, yüksek tansiyon ve
kandaki kolestrolün
düşürülmesi için uzun süreler boyunca sarmısak alımına devam edilmelidir.
Eğer kokusu rahatsız edici olursa, piyasada satılan sarmısak yağı kapsülleri
alınabilir.
• Ayrıca sarmısak, yaraların temizlenmesinde kullanılır.
• Romatizma ve eklem yangılarıyla sancılarına iyi gelir.
• Burkulmalardan oluşan ağrıları hafifletir.
• Böcek ve arı sokmalarında iyileştirici olur. (Ancak, önce arının iğnesi
soktuğu yerden çıkarılmalıdır.)
• Mantar tedavisinde etkili olur.
• Gözde çıkan arpacığı da iyileştirir.
Bu etkileri sağlamak üzere, sarmısağın dişleri soyulup ucu biraz kesilerek
şikâyet edilen yere bastırılarak dıştan sürülür. Ya da soyulan sarmısak dişlen
ezilip macun haline getirilir. Bu macun, şikâyetli yerlere dıştan sürülür.
UYARI
• Sarmısak deriyi yakıcı ve kızartıcı etki yapabilir. Bu nedenle çok aşırı
uygulamadan kaçınılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder