Mısır’da ve Anadolu'da yetişmiş evliyanın büyüklerinden. İsmi, Abdüllatif bin Abdurrahman bin Ahmed
bin Ganim el-Bedr es-Sadi’dir. Makdisi veya Kudsi nisbeleriyle şöhret bulmuştur. İbn-i Ganim ve İbn-i
Benane diye de bilinir. 1384 (H.786) senesinde Kudüs’te doğdu. 1452 (H.856) senesinde Bursa’da
vefat etti.
Küçük yaşta ilim tahsiline başlayıp önce Kur’an-ı kerimi ezberledi. Sonra medresede zahiri ilimleri
okudu. Babasından, Abdülaziz Fernevi'den, Nasr et-Tunusi’den çeşitli ilimleri öğrendi. Zeka ve
kabiliyetiyle hocalarının dikkatini çekti. 1412 (H.815) senesinde Mağrib’e (Tunus’a) gidip bir müddet
orada ikamet etti. 1414 (H.817) senesinde hacca gidip tekrar Mağrib’e döndü. Tunus’un meşhur
alimlerinden İbrahim el-Müserrati, Muhammed el-Mağribi, Abdurrahman bin el-Benna, Şerif Ebu
Yahya, Ebir-Rikab, Ahmed bin Zagu, Fakih Ya’kub el-Ukbani, Kadı Ebu Abdullah Muhammed bin
Merzuk gibi alimlerin meclislerinde bulunup ilim öğrendi. İlim tahsiline devam ederken tasavvufa karşı
ilgi duyup tasavvuf ehlinden Şeyh Abdülaziz’in talebeleri arasına katıldı. Ondan talebe yetiştirme
icazeti (izni) aldı. Daha sonra Kudüs’e döndü.
Zeyniyye tarikatinin kurucusu büyük veli Zeynüddin el-Hafi hacca giderken Kudüs’e gelince Abdüllatif
el-Kudsi’nin evinde misafir kaldı. Zeynüddin el-Hafi’nin sohbetlerinden istifade eden Abdüllatif el-Kudsi,
onunla birlikte hacca gitmek istedi. Fakat annesi hasta olduğu için Zeynüddin el-Hafi ona izin vermedi.
Zeynüddin el-Hafi’yi kendisine mürşid kabul eden Abdüllatif el-Kudsi, hac dönüşü Zeynüddin el-Hafi ile
birlikte Horasan’a gitti. Hocasının emriyle halvette bulundu. Daha sonra Cam şehrine gidip
Şeyhülislam Ahmed Namık-ı Cami’nin türbesinde kırk günlük riyazet ve çileyi tamamladı. Tasavvufta
yüksek derecelere kavuştuktan sonra hocası tarafından icazetname verildi. Hocasının emriyle talebe
yetiştirmek ve insanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlatmak üzere Kudüs’e, Şam’a oradan da
Anadolu’nun merkezi durumunda olan Konya’ya geldi. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Şemseddin Tebrizi
ve Sadreddin-i Konevi gibi evliyanın kabirlerini ziyaret edip manevi feyzlere kavuştu. Sadreddin-i
Konevi hazretlerinin dergahında bir müddet irşad vazifesinde bulundu. Aldığı manevi bir işaret üzerine
1448 senesinde Bursa'ya geldi. Evliya Çelebi’nin “büyük bir asitane” diye övdüğü talebelerinden İranlı
Hoca Bahşayiş tarafından 1449 tarihinde yaptırılan Zeyniyye Dergahında yerleşip, talebe yetiştirmekle
ve insanlara İslamiyeti anlatmakla meşgul oldu. 1452 (H.856) senesi Rebi-ul-evvel ayının ilk
günlerinde bir perşembe günü Bursa’da vefat etti. Kendisine ait olan dergahındaki kabrine defnedildi.
Daha sonra kabri üzerine bir türbe yapıldı. Kabri halen ziyaret mahallidir.
Zeyniyye tarikatının Anadolu’da yayılmasını sağlayan Abdüllatif el-Kudsi, zahiri ve batıni ilimleri
şahsında birleştirerek hem tasavvuf erbabı derviş yetiştirerek insanların gönüllerini fethetti hem de
zamanının büyük alimlerini yetiştirdi. Osmanlı devletinin kuruluş dönemindeki dini, ilmi ve siyasi
yapının mimarlarından oldu. Taceddin İbrahim Karamani, Şeyh Vefa diye meşhur olan Muslihuddin
Mustafa bin Ahmed ve Aşıkpaşazade onun yetiştirdiği alim ve evliyadandır. Ehl-i sünnet itikadından
ayrılan çeşitli bozuk fırka ve tarikatlere karşı çıkan ve onlarla mücadele eden Abdüllatif el-Kudsi
hazretleri, Ehl-i sünnet alimlerinin bildirdiği sağlam ölçülere titizlikle sarıldı. Sohbet ve nasihatleriyle
talebelerine ve diğer insanlara doğru yolu gösterdi. Kimseye zarar vermemeyi, herkese iyilik etmeyi
kendisine hayat prensibi olarak kabul etti.
Eserleri:
1. Tuhfet-ül-Vahib-il-Mevahib fi Beyan-il-Makamat vel-Meratib: Bu eserde, nefs, ruh, kalb, sır
makamları ve birçok tasavvufi ıstılahlar açıklanmıştır. Eserin müellif tarafından yazılmış olan bir
nüshası, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesindedir.
2. Hadi’l-Kulub ila Likai’l-Mahbub: İki kısımdan meydana gelen eserin birinci kısmında iman ve itikad
konuları anlatılmış, ikinci kısmında ise Şeyh ve Mürid konularına yer verilmiştir. Kelam konularıyla
tasavvuf konuları aynı eserde ele alınmıştır. Yazma bir nüshası Süleymaniye kütüphanesinde vardır.
3. Keşf-ül İtikad fi Reddi ala Mezahib-il-İlhad: Bozuk fırka ve tarikatlara karşı reddiye olarak yazılmış
bir eserdir. Cebriyye, Mutezile, Batıniyye, Dehriyye ve Hurufilik gibi pekçok bozuk ve sapık cereyanlar
ele alınmış, tahlil ve tenkidleri yapılmıştır. Hululiyye, İbahiyye ve Melamiyye gibi cereyanların da tenkid
edildiği bu eser, mezhepler ve tarikatler tarihini ilgilendirdiği gibi, on beşinci yüzyıldaki Osmanlı
ülkesinin dini, ictimai ve siyasi yapısı hakkında önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Bursa Eski Yazma ve
Basma Eserler Kütüphanesinde vardır.
4. Şifa-ül-Mute’allim fi Adabil-Muallim vel-Müteallim: Bu eserde hoca- talebe münasebetleri ele
alınmış, ilim, ilmin fazileti, ilimlerin tasnifi hakkında bilgiler verilmiştir. Bursa Eski Yazma ve Basma
Eserler Kütüphanesinde vardır.
5. Kitabu Emr-i bil-Maruf ve’n-Nehy-i anil-Münker: Tasavvufi irşaddan çok umumi manada tebliğ
usul ve metodları anlatılmıştır. Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesinde vardır.
6. Manzumetü Nefhat-ül-Eshar ve Rihlet-ül-Esrar ala Menhed-il-Muhtar ila Meşhed-il-Envar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder