19 Nisan 2011 Salı

Ahmed Mirza Sultan

Timurluların Semerkand’daki hükümdarlarından. İsmi Ahmed, babası, Timur Hanın torunlarından
Sultan Ebu Sa’id bin Muhammed’dir. Annesi, Ordu Buga Tarhan’ın kızı idi. Semerkand’da 1451
senesinde doğdu. Mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü. Devrin en büyük alimlerinden Silsile-i
aliyyenin on sekizincisi, müslümanların gözbebeği Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde
bulunup, terbiyesinde yetişti. Ondan feyz aldı. Zahiri ve batıni ilimlerde derin alim oldu. İlm-i siyasetin,
şahikasına yükseldi. Semerkand ve Buhara’nın idaresi verildi. Buraları, adilane bir şekilde idare etti.
Şehzadeliğinde, Yunus Hanın kızı Mihr-Nigar Hanım ile evlendi.
Babası Ebu Sa’id Mirza, 1469 senesinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’la harp ederken vefat
edince, Semerkand tahtına geçti. Akkoyunlulara mağlubiyetle dağılmaya yüz tutan Timuroğulları
Devletine hakim oldu. Merkezi Semerkand olmak üzere, Maveraünnehr-Timurlu Devletinin başına
geçti. Yirmi beş sene hükümdarlık yaptı. Devrinde Orta Asya, Çok hareketli siyasi hadiselere sahne
olmasına rağmen, ülkesini sulh ve sükun içerisinde idare etti. İktidarının ilk yıllarında isyan eden
kardeşi Sultan Mahmud’u yendi. Bunun üzerine Sultan Mahmud, büyük bir orduyla kardeşi Sultan
Ahmed Mirza’nın hakim olduğu Semerkand şehrini kuşattı. Ahmed Han, hocası Ubeydullah-ı Ahrar
hazretlerinin duası ve tavsiyeleri ile kardeşinin kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bundan sonra 25 sene
adaletle hüküm sürdü. Sağladığı imkanlarla, devrinde pek kıymetli alimler, işinde mahir sanatkarlar ve
devlet adamları yetişti. Sultan Ahmed Mirza hocası Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin vefatından dört
sene sonra 45 yaşındayken vefat etti (1494).
Ahmed Mirza, Allahü tealanın emirlerini eksiksiz yerine getirir, beş vakit namazını cemaatle kılardı.
Tebeasına adaletle muamele ederdi. Hocası Ubeydullah-ı Ahrar’ın (kuddise sirruh) ve sohbet ehlinin
meclisinde edeple otururdu. Hocasının meclisinde otururken, edebinden dizini bile değiştirmezdi. En
yakınları yanında dahi bu edebini muhafaza eder, kimsenin yanında ayaklarını uzatmaz, asil ve
vakurane hareket ederdi. Türkistan, Maveraünnehr ve diğer beldelerdeki alim ve velilerin hayat ve
menkıbelerini anlatan ve okuyanın ihlasını arttıran Reşahat kitabında Sultan Ahmed Mirza’nın bu hali
ile ilgili olarak şunlar anlatılır:
“Bir gün Sultan Ahmed Mirza, Hace Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini, Maturid köyünden ziyarete
gelmişti. Huzuruna girince, geride, iki dizi üzerine edeple oturdu. Ubeydullah-ı Ahrar, ona çok iltifat etti.
Buna rağmen Sultan Ahmed Mirza, onun heybeti karşısında tir tir titriyor, alnından ter damlaları
dökülüyordu.”
Her icraatını, Ubeydullah-ı Ahrar (kuddise sirruh) ile istişare eder, onun tavsiyesi ile hareket ederdi.
Bütün icraatı, İslamiyete uygundu. Az konuşurdu. Çok cesurdu. Mükemmel ok kullanırdı. Harp talimi
için sık sık ava çıkardı.
Sultan Ahmed Mirza, şehzadeyken, babası Ebu Sa’id onu, Yunus Hanın kızı Mihr-Nigar Hanım ile
evlendirdi. Değişik zamanlarda Tarhan Beğim, Kutuk Beğim, Hanzade Beğim, Latife Beğim ve Habibe
Sultan Beğim adlı hanımlar ile evlendi. İki oğlu olduysa da küçük yaşta vefat etti. Kara Göz, Rabia
Sultan Beğim, Ak Beğim dedikleri Saliha Sultan Beğim, Ayşe Sultan Beğim ve Ma’sume Sultan Beğim
adında beş kızı vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder