21 Nisan 2011 Perşembe

Ahteri

Osmanlı devri alim ve lügatçısı. Asıl adı Muslihiddin Mustafa bin Şemseddin’dir. Afyonkarahisar’da
doğdu. Bu yüzden Karahisari nisbesi ile de tanınır. Ahteri mahlasıdır. Doğum tarihi kesin olarak
bilinmemektedir. Babası devrin meşhur hattatlarından Şemseddin Ahmed Çelebi’dir. Ahteri’nin
çocukluğu ve hangi hocalardan tahsil gördüğüne dair kaynaklarda bir bilgi yoktur. Tahsilini
tamamladıktan sonra Kütahya Haliliye Medresesine 15 akçe yevmiye ile müderris oldu ve ömrünün
sonuna kadar müderrisliğe devam etti. Müderrislik hayatında büyük bir başarı göstermiş, ilmi, iktidarı
ve cerbezesi ile kısa zamanda tanınmış ve Kanuni Sultan Süleyman devrinin sayılı alimlerinden
olmuştur. 1560 senesinde Kütahya’da vefat etti. Kabri oradadır.
Ahteri; siyer, fıkıh, Arab edebiyatı ve lugat alanlarında çalışmalar yapmış ve çeşitli eserler yazmıştır.
Başlıca eserleri şunlardır:
1) Ahteri: Ahteri- i Kebir olarak da bilinen Arapça-Türkçe bir lügat olup, en meşhur eseridir. On altıncı
yüzyıldan beri Osmanlı medreselerinde okutulmuştur. Eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva eder. Arapça
kelimeler alfabetik olarak verilmiş; karşılıkları o devirde yaşayan Türkçe kelimeler yanında müteradifleri
(eş anlamlıları) ile gösterilmiştir. Şevahid olarak (metindeki geçtiği şekliyle) maddebaşı alınan
kelimenin geçtiği Arapça metne de yazılmıştır. Eserin birçok yazma nüshası vardır. 2) Cami-ül-Mesail:
Bazı fıkıh meselelerini ihtiva eder. Ümm-ül-Feteva diye de bilinir. Eserin Süleymaniye Kütüphanesinin
bazı bölümlerinde yazma nüshaları vardır. 3) Tarih-i Ahteri: Peygamberlerin ve bazı İslam alimlerinin
hayatlarına ait olan eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Fatih kısmı 4211/1 numaradadır. 4)
Hamil-ül- Muhadarat, 5) Şerh-i ale’r-Risalet-il-Kefevi fi’l-Edeb.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder