21 Nisan 2011 Perşembe

Akbıyık Sultan

Sultan İkinci Murad Han ile Fatih Sultan Mehmed devrinde yaşayan evliyanın büyüklerinden. İsmi,
Ahmed Şemseddin’dir. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1456 (H.860) senesinde Bursa’da vefat etti.
Yaptırdığı dergahın yanındaki türbesine defnedildi.
Akbıyık Sultan, Hacı Bayram-ı Veli’nin talebelerinden idi. Mal ve mülk ile meşguliyeti sebebiyle, hocası
bir gün ona; “Yavrum dünya fani (gelip geçici)dir. Mal, mülk elde kalmaz. Ne kadar mal olsa, murad
alınmaz. Gafil olma, geri dönülmez. Baki (devamlı) olan işle meşgul olman lazımdır.” dedi. Akbıyık
Sultan da; “Hocam! Dünya ahiretin tarlasıdır. Dünya malı ile meşgul olmak icab etmez mi?” deyince,
hocası; “Evladım, mademki, dünyayı terk edemiyorsun, öyle ise bizi terk et.” buyurdu. Akbıyık Sultan
dışarıya çıkarken, sarığı kapıya ilişip başından düştü. Bunu, hocasının kerameti bilip, bir daha başına
bir şey giymedi.
Akbıyık Sultan, gönlü Allahü tealanın sevgisi ile dolu olarak kendi halinde yaşadı. Mal ve mülk ile
meşgul olmadığı halde, serveti gittikçe arttı. Bu arada Alaeddin Ali el-Arabi’nin derslerini dinledi ve ilim
tahsiline devam etti.
Daha sonra, hocası Hacı Bayram-ı Veli tarafından tekrar talebeliğe kabul edildi. Tasavvuf yolunda
yüksek derecelere kavuştu. Hacı Bayram-ı Veli’nin sekiz meşhur halifesinden biri oldu. Varna Seferine
iştirak etti. İstanbul’un fethi sırasında, Akşemseddin ile beraber Sultan’ın yanında bulundu. Sultan
İkinci Murad Han’ın 1437 senesinde kendisine verdiği köyün gelirleri sayesinde, malının hesabını
bilmiyecek kadar zengin olan Akbıyık Sultan, bütün servetini sadaka olarak dağıttı. Bursa’da yaptırdığı
imarette, fakirleri ve garipleri yedirir, muhtaç olanlara yardımda bulunurdu.
İstanbul’da bir, Bursa’da iki mahalle ve dergahı, Akbıyık adıyla anılan camisi bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder