19 Nisan 2011 Salı

Ahi Ahmet Çelebi

Osmanlılar devrinde yetişen ünlü tıb bilgini. İsmi, Muhammed bin Kemal’dir. Babası, Tebrizli Mevlana
Kemal hekim idi. Ahi Çelebi diye meşhur olmuştur. Doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. 1523 (H.
930) senesinde Mısır’da vefat etti.
Babası tarafından yetiştirilerek iyi bir tahsil gören Ahi Ahmed Çelebi, yirmi sekiz yaşındayken babası
ile İstanbul’a geldi. Babası, Fatih Sultan Mehmed Hanın hekimleri arasında yer aldı. Babasının
vefatından sonra Hekim Kutbüddin ve Altuncuzade’nin derslerine devam etti. Bir çok araştırmalar
yaparak daha önceki doktorların bilmedikleri ilaçları keşfetti. Fatih Sultan Mehmed Hanın yaptırdığı
Darüşşifanın başhekimliğine tayin edildi. İkinci Bayezid, Hassa Emini olarak tayin edip, saraya aldı ve
özel tabiplik makamına getirdi. Kendisini çekemeyenlerin uydurduğu bazı yalanlar üzerine vazifeden
alındı. Fakat doğruyu öğrenen Sultan, onu vazifesine iade etti. Reisületibba yani doktorların başı
olarak vazifelendirildi. Yavuz Sultan Selim Han ve Kanuni Sultan Süleyman Han zamanlarında da
önemli vazifelerde bulundu. 1523 (H. 930) senesinde hacdan dönerken doksan yaşını aşkın olarak
Mısır’da vefat etti. İmam-ı Şafii hazretlerinin kabri yakınına defnedildi.
Bilhassa üroloji (idrar yolları) üzerinde çalışmış olan Ahi Ahmed Çelebi, böbrek ve idrar torbasında
meydana gelen taşlarla ilgili Risale-i Hasat-ül-Kilye vel-Mesane adlı eserini yazdı. Eserinde özellikle
tabii ilaçları ve şifalı sularla banyo yapmayı tavsiye etti. Ayrıca İbn-i Nefis’in Arapça El-Mucez adlı bir
tıp kitabını da Türkçeye tercüme etti. Tabipliği yanında cömert ve hayır sahibi bir kimse olan Ahi
Ahmed Çelebi, İstanbul’da Yemiş İskelesi yakınlarında bir cami, Edirne’de bir medrese, mektep ve
kendi adıyla anılan meşhur hamamı yaptırdı. Çorlu’ya bağlı üç, Hayrabolu’ya bağlı üç, Çelebi Çiftliği
diye meşhur olan yirmi üç ve Anadolu’daki Şibli kazasına bağlı on bir köyün kendisine ait olan gelirini
yaptırdığı eserlere vakfeyledi. Vakfnamesinde arazilerinden elde edilen mahsullerin fazlasının Medine-i
münevvere fukarasının ihtiyaçlarını temin etmek üzere gönderilmesini şart koştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder