Abbasi Devletinin büyük vezirlerinden. İsmi, Ali bin İsa bin Davud el-Cerrah olup, künyesi Ebü’l-Hasan
el-Vezir’dir. 859 (H.245) senesinde doğdu. 945 (H.334) senesi Zilhicce ayının son Cumasında gece
yarısı Bağdad’da vefat etti. Evinin bahçesine defnedildi.
Ali bin İsa, Halife Muktedir-billah’a iki defa vezir oldu. İlk defa 913 senesi Muharrem ayında vezirliğe
getirildi ve üç sene on bir ay vezirlik yaptı. Sonra bu görevden alındı ise de, 927 senesinde tekrar vezir
oldu ve vefatına kadar bu vazifede kaldı. Halk gelir, dert ve sıkıntılarını, hiç çekinmeden kendisine
anlatırdı. Onları çok iyi karşılar, muamelesinde hiç sertlik görülmezdi. Hatta namaz hazırlığı yapıp, tam
çıkıp gideceği zaman gelenleri kırmaz, gönül kırıklığı ile; “Ya Rabbi! Ben sana taat için yola çıktım.
Ama muhtaç olan kullarının işini bitirebilmek için gene geri kaldım.” derdi. Müslümanlara hizmet
etmenin, Allah’a hizmet etmek demek olduğunu çok iyi bilirdi.
Ali bin İsa, tasarrufları ile devletin maliyesini ıslah etti. Halife Muktedir’e, Bağdat ve daha başka vakfa
müsait geliri olan yerlerin, Haremeyn’e ve sınır boylarına vakfedilmesini teklif etti. Bağdat’taki emlakın
geliri on üç bin dinarı buluyordu. Ali bin İsa’nın bu teklifi, Halife tarafından kabul edildi. Bu vakıflar için
Divan-ül-Beri ismi verilen hususi bir defter tutturdu.
Kötülük nedir bilmezdi. Vezirliği müddetince herkese iyilik yaptı. Çünkü Müslümanlığın; Allah’ın
emirlerini yapmak, yarattıklarına merhamet etmek olduğunu çok iyi biliyordu. Bu düşüncede olan bir
insanın, insanlara zulüm ve eziyet ettiği tarihte görülmemiştir.
Suli, onun hakkında şöyle demektedir: “Zühdü, Kur’an-ı kerimi hıfzetmesi ve dini bilgisi bakımından
öyle bir vezir bilmiyorum. Gündüzlerini oruçla, gecelerini ibadetle geçirirdi. Önceleri, divanda katiplerin
yaptığı işleri bizzat kendisi yapardı. Medine-i münevverede bulunan Eshab-ı kiramın torunlarına
ikramda bulunmayı çok severdi. İnsanlara hiç ayırım yapmadan fakir, zengin, itibarlı demeden adaletle
muamele etti. Zayıfların hakkını kuvvetliden aldı. Her bakımdan iffet sahibi bir zat idi.”
İdareciliği yanında akli ve nakli ilimlerde de alim olan Ali bin İsa’nın birçok eseri vardır: Divanu Resail,
Meani-ul-Kur’an-il-Kerim, Cami-ud- Dua, Kitab-ul-Küttab ve Siyaset-ül-Memleketi ve
Siret-ül-Hulefa eserlerinden bazılarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder