19 Nisan 2011 Salı

II. Ahmed Han

Osmanlı sultanlarının yirmi birincisi ve İslam halifelerinin seksen altıncısı. Sultan İbrahim Hanın üçüncü
oğlu olup, 25 Şubat 1643’te Hadice Muazzez Valide Sultan’dan doğdu. Şehzadeliğini sarayda geçiren
Ahmed Han, iyi bir tahsil gördü. 22 Haziran 1691’de ağabeyi İkinci Süleyman Hanın ölümü üzerine
Osmanlı tahtına geçti.
Kırk sekiz yaşında tahta geçen Sultan İkinci Ahmed Han, daha birkaç gün önce ordunun başında
Avusturya üzerine sefere çıkan sadrazam ve serdar-ı ekrem Fazıl Mustafa Paşaya, sadaretinin
devamına dair bir ferman gönderdi. Belgrad önlerine ulaşan Fazıl Mustafa Paşa, Peter Varadin
önlerinde bulunan Avusturya ordusu üzerine yürüdü. Orduya henüz Kırım kuvvetleri katılmamıştı. Bu
durumu fırsat bilen Avusturya ordusunun kumandanı 25 Ağustos 1691 günü derhal taarruza geçti.
Slankamen muharebesi adı verilen savaşın ilk anlarında Osmanlı askeri galip durumdaydı. Ancak
sadrazam Mustafa Paşanın şehid düşmesi üzerine durum birden Osmanlı ordusu aleyhine döndü ve
hezimetle neticelendi .
Slankamen mağlubiyetinden sonra ilerleyen Avusturya kuvvetleri Kasım ayında Varat Kalesini
kuşattılar. Sultan, yeni sadrazam Arabacı Ali Paşayı sadaretten alarak, Diyarbakır valisi Hacı Ali
Paşayı tayin ve Avusturya üzerine sefere memur etti. Bu sırada Avrupa devletleri Osmanlı-Avusturya
Savaşının durdurulması için girişimde bulundular ise de, netice alamadılar. Diğer taraftan zamanında
yardım ulaşmayan Varat Kalesi, Avusturyalılara teslim olmak mecburiyetinde kaldı.
1692 Haziranının sonlarına doğru sadrazam Hacı Ali Paşa Edirne’den hareketle Belgrad’a vardı.
Kaleyi tahkim ve tamirden sonra, Avusturyalıların kışlağa çekilmeleri üzerine Edirne’ye döndü.
Sadrazam, Avusturya ile uğraşırken, Venedik donanması da Girid’e asker çıkardı. Kaptan-ı derya vezir
Damad Yusuf Paşanın donanma ile Hanya önlerine gelmesi üzerine Venedikliler muhasarayı
kaldırarak geri çekildiler.
1693 yılı Mart ayı sonlarında Bozoklu Mustafa Paşa sadarete getirildi. Yeni sadrazam Temmuz ayında
Avusturya seferine çıktı. Hedef, Erdel’i geri almaktı. Avusturya ordusunun Belgrad’ı kuşatması üzerine
sadrazam Belgrad’a yöneldi. Kırım Hanı Selim Giray’ın Avusturyalılar’ın yardımına gelen bir orduyu
mağlub etmesi üzerine, kuşatma kaldırıldı. Serdar-ı ekrem, çekilen düşmanı takible çok zayiat verdirdi
ve 17 Eylülde Belgrad’a girdi. Kışın yaklaşması üzerine Osmanlı ordusu Edirne’ye döndü.
Stratejik önemi pek büyük olan Narenta Kalesi 28 Haziran 1694’te Venedikliler tarafından işgal edildi.
Geri almak için yapılan teşebbüsler netice vermedi. Bu hadiseden bir süre sonra sefere çıkan Osmanlı
ordusu Varadin Kalesini kuşattı. Ancak bu sırada, Malta, Floransa ve Papalık filolarından müteşekkil
bir Venedik donanması Sakız’ı zaptetti. Buna çok üzülen Sultan İkinci Ahmed Han, sadrazama bir
hatt-ı hümayun göndererek geri dönmesini ve Sakız adasının geri alınmasını emretti. Kaptan-ı
deryalığa amcazade Mezemorta Hüseyin Paşa tayin edildi.
Öte yandan Osmanlı Devleti dış gailelerle uğraşırken içte de bazı hadiseler vuku bulmaktaydı. Irak ve
Hicaz’da çıkan isyanlar ile Suriye’de Sürhan ve Maanoğullarının aleyhte faaliyetlerini Sultan Ahmed
Han anında aldığı tedbirlerle önledi.
Bu sırada Sakız Adasının geri alınması için yola çıkan Hüseyin Paşa, ada açıklarında Venediklilerle
çarpışırken Sakız’ın elden çıkmasının acısı ile üzüntüden hastalığı ağırlaşan Sultan Ahmed Han, 6
Şubat 1695 tarihinde fetih haberini alamadan, elli iki yaşında Edirne’de vefat etti. Naşı, İstanbul’a
nakledilerek Kanuni Sultan Süleyman Hanın türbesine defnedildi.
Çok merhametli ve vatanperver olan Sultan İkinci Ahmed Han, hasta olduğu zamanlarda bile, devlet
işlerinden asla el çekmezdi. Haftada iki gün yapılan divan toplantılarının dörde çıkarılmasını emretti.
Toplantıları bizzat takib eder, yaptığı herhangi bir hatayı düzeltmekten çekinmezdi. Adil bir sultan
olarak yaşayan Ahmed Han, milletini memnun etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmıştır.
San’atkarları korur, taltiflerde bulunarak daha iyiye ve güzele doğru yönlendirirdi. İyi bir hattat olan
Sultan Ahmed Hanın yazdığı Kur’an-ı kerimler ve çoğalttığı kitaplar vardır. Diğer Osmanlı sultanları
gibi aynı zamanda iyi bir şairdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder